Bu Blogda Ara

DİŞ MORFOLOJİSİ


GENEL DİŞ MORFOLOJİSİ

Diş morfolojik olarak Corona dentis (diş kronu), Collum Dentis (diş kolesi), ve Radix Dentis (diş kökü)’den meydana gelmiştir. Yapısında sert ve yumuşak dokular bulunur. Sert dokular; mine (substantia adamantina), dentin (substantia eburnea) ve sement (substantia ossea)’dir. Yumuşak doku ise; kron ve kök dentininin şekillendirdiği pulpa dokusudur.

Diş kronunun dış kısmı mine ile örtülüdür. Kök kısmının üzeri ise; hücresiz ve hücreli sement tabakaları ile kapanmıştır. Kron ve kökün birleşme kısmına; diş kolesi veya collum dentis denir. Diş kronu ve kökünü örten mine sement tabakalarının altında kemiğe benzer yapıdaki dentin tabakası bulunur. Dentin retiküler bir bağ dokusu olan pulpayı kron ve kökte çevrelemiş durumdadır.

Diş destek dokulularının tümüne birden “periodontum” adı verilir. Periodontum; dişi destekleyen fonksiyonel doku ünitesine verilen isimdir. Bu ünitenin kapsamına;

1.Diş eti (gingiva)
2.Diş-diş eti birleşme kısmı (dento-gingival bağlantı)
3.Periodontal membran
4.Sement
5.Alveolar kemik
girmektedir. Biyolojik olarak birbirlerine bağlı olarak bu kısımlardan, Dento-Periodental ünite diye de söz edilmektedir.

Dudak ve yanakların iç yüzlerini örten mukoza fornixlerde bükülerek alveolar kavislere atlar ve burada kemiğe sıkıca yapışarak, esası mukoz membran ile kaplı fibröz bir doku oluşturur, bu dokuya Diş Eti denir.

Serbest diş eti dişlerinin etrafından, çepeçevre diş eti oluğu denilen bir oluğu denilen bir boşluk bıraktıktan sonra, doğrudan doğruya ya da bağlantı plağı ile dişin kola kısmında mine sementin birleşme yerinde dişe tutunur, bu bölgeye “Diş-Diş Eti Bağlantı Kısmı” denir.

Yoğun bir bağ dokusu olan Periodental membran dişi alveol kemiğine bağlar. Başlıca fonksiyonu alveolü içindeki dişe destek olmak ve sement ile kemik arasındaki fizyolojik ilişkinin devamını sağlamaktır.

Memeliler ve insanda dişin ağız içinde kalan ve bir dişin anatomik yapısında mine dediğimiz vücudun en sert dokusu olan mine tabakası, dişin taç kısmını sarar. Kemiricilerde ön dişin sadece bir yüzünü örter ve apexe kadar uzanır. Çok yüksek oranda madensel tuzlara sahiptir ve organik madde oranı çok düşüktür. Ektodermden köken alan mine tabakası, kanalcıklı mine, prizmalı mine olarak ikiye ayrılır.

Dentin adı verilen kireçleşmiş homojen yapı gösteren tabaka hemen minenin altında yer alır. Genel yapı itibariyle bütün canlılarda dentin birbirine yakın özellikler gösterir. Dentin 3 şekilde görülür; damarlı dentin, Kanalcıklı dentin, Plici dentin.

Sement adı verilen doku ise; dişin anatomik kökünün dış kısmını kaplayan özel kalsifiye bağ dokusudur. kök dentinin dış yüzeyine ilk olarak çöken semente birincil sement denir. Bu tabaka kalsifikiye kemik yapısında olup, 2/3 crown kısımlarında şekillenmiştir. Diş eti ve periodental membran collogen liflerinin bir ucu primer sement, tabakası içinde havers kanalları ve kemik maddelerini barındırmaz. Primer sementin şekillenmesinden sonra oluşan sement tabakalarına seconder (ikincil) sement denir.

Üst çene kemiği (maxilla) ve alt çene kemiği (mandibula)’nin bir parçası olan alveol kemik, dişlerin köklerinin etrafında oluşmuştur. Dişleri tutmaya ve onları desteklemeye yarar. Üst çenede bulunan dişlere maxillar dişler, alt çenede bulunan dişlere mandibular dişler denir. Dişler tek ya da çok köklü olabilirler, 2 köklü dişlerde köklerin ayrım yerine Bifurcation, çok köklü ise Trifurcation adı verilir. Diş kökünün uç noktasına Apex dentis adı verilir.

KESİCİLER (INCISIVE)

Alt ve üst çenede toplam 8 adettir. Ortadakilere central kesiciler, yandakilere ise lateral kesiciler adının verildiğini görüyoruz. Morfolojik olarak ortada bulunan daha geniş ve daha büyük, yandakiler ise daha küçük bir şekil ile sıralanırlar. Tek kökü olan bu dişlerde taç kısmı kürek gibi geniştir. Üst kesiciler alt kesicilerden daha geniştir.

Bir kesici dişte bir kron (taç) kısmı, bir kök kısmı ve bunları birleştiren boyun kısmı vardır. Kesici dişler önden arkaya doğru yassı olup, uca doğru bıçak sırtı gibi yiyecekleri kesme özelliğine yönelik olarak keskin bir şekilde oluşum gösterirler. Üst kesici incisivenin kenarı daha az eğiktir. Alt kesiciler yatay olarak yapısı dar ve simetrik kronlara sahiptir. Hafif çarpık olarak dizilmişlerdir. Tek köklü olup, kökleri yassı bir yapıya sahiptir.

KÖPEK DİŞLERİ (CANINE)

Ön grup dişlerden, konik bir taca ve tek köke sahip dişlerdir. Alt ve üst çenede toplam 4 adettir. En uzun köke sahip dişler olup, crownları sivri ve koniktir. Üst köpek dişleri kısa ve bombeli bir taca, belirgin bir cingululma ve simetrik bir kesici kenara sahiptir. Alt köpek dişi mesio-distal yönde daha dar, uzun ve daha narin yapılıdır. Tek kökü ve kesici kenarı daha simetriktir.

KÜÇÜK AZI DİŞLERİ (PREMOLAR)

Asıl diş yapısına özgü iki tüberküllü silindirik crownlara sahip olan dişlerdir. Taç kısmında iki alt tüberkül ve bu tüberküler arasında intercuspit denilen oluğa sahiptirler.

Üst premolarlar gerek hacim açısından gerekse de boyut açısından farklılıklar gösterirler. Üst premolarda lingual tüberkül, buccal tüberkülden küçüktür. Alt premolarlarda çiğneme yüzeyi eğridir. Alt premolarda posterior cingulum mevcuttur. Lingual tüberkül neredeyse yok gibidir. İkinci üst premolarda çiğneme yüzeyinde palatinal tüberkülün, birinci alt premolara göre daha iyi geliştiği için daha az eğimlidir. Alt premolarlar daha molarımsı ve daha kareseldir. Alt premolarlarda buccal yön daha aşağıdadır, bu durum aşınmadan kaynaklanır.

BÜYÜK AZI DİŞİ (MOLAR)

Ağızda ilk çıkış sıralarına göre M1, M2, M3 olarak isimlendirilmişlerdir. Geniş çiğneme yüzeyine sahip, öğütücü işlevi üstlenmiş olan dişlerdir. Evrimsel olarak an önemli gelişme, molar dişlerin hacminde olmuştur. Taçları paralel kenar şeklindedir. Üç köklü olan azılarda büyük kök palatinalde, diğer iki küçük kök buccalde yer alır. Birinci üst büyük azı dişi, üst azı dişleri arsında en büyük diştir. Birinci üst molarlarda %99 oranında 5. tüberkül olan karabelli tüberkülüne rastlanır. İkinci üst molar dişlerde bu tüberkül yoktur.

Üst ikinci molar üst birinci molara benzer ancak daha küçüktür. Üst M3 dişler ise üst molarlar arasında en küçük olanıdır. Alt molarlar iki köklü olup, karabelli tüberkülüne sahip değildir. Crownları dikdörtgen bir yapı gösterir ve Dryopithecus Planı gösterirler. alt ve üst molar dişleri birbirinden ayırt etmek için aşınma yüzeylerine bakılır. Occlusial yüzeyin gösterdiği plana bakılır. Üst molar alt molardan daha iridir, labio-lingual uzunluk üst molarlarda daha fazladır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder